17 Nisan 2018 Salı


ŞEYTANLA UZLAŞMA   

"Bellek Sizsiniz Ama Belleksizsiniz"  
Nasıl söz oyunu yaptım ama:)
Hayvanlar Çiftliğinde kurallar değişir ya sürekli egemen domuz hep öyleymiş gibi davranır sonra... "Değişmedi ki hep böyleydi". Hepsini ikna eder turlu zorla. Geçmiş böyle böyle değişir. Her turlu çiftlikte, ötesini dusledigimiz mutabakatlardan geriye dusuyoruz gün gün. "Seni hiç bir zaman sevmedim ki" diyen eski sevgilinin karşısında tutulan nutkumuz gibi. Şaşip kalıyoruz. 
Tarihi (ailelerin insanlığın aşkların savaslarin) yalancılar yazarken... Yav öyle değildi ama diyen bir huzursuzluk kipirdanir içinizden. Ya belleginizi koruyacaksınız hırçınlık ve yalnızlık pahasına ya ortak olacaksınız bir (cok) yalana...
Bellek sizsiniz. Rica ediyorum her türden şeytanla uzlaşmanın sekteye uğrattığı öz hafızanızı bir gözden geçiriniz. Kendimizi kabulün de değiştirmenin de yolu buradan geçiyor.
"Ne geçmiş tükendi" tükeniyor oysa biz unutulusa bırakınca
Yarınlar böyle böyle... 3. Dünya Savaşı diyorlar. Egemenlerin hesaplarını görmeyip yöneticilerin kişiliğini konuşuyorlar. Burokratlar görünenler bir çok acıdan kritik değiller oysa... Sahi ne olmuştu? Birinci de ikinci de... Yasa tasarilarina her biri birbirinden beter seçimlere yetişmeye çalışırken burada herşeyi belirleyen bir alt katmanda henüz yüksek sesle ve ulu orta konusmayanlar ne düşünüyor acaba?
Belleğim belleğin belleğimiz... Inat ve ısrarla bizim tarafta olana yatkın kalmalı. Durtuyorlar oysa durtecekler daha da...
Onların öncelikleri bizim onceliklerimiz... Kaygı dolu bir koşturmaca olmasın diye hayat kendi değişme degistirme planlarına belleğine sahip çık. "Sahi ne istiyordum?" Bu mutfağa niye gelmiştim gibi bir duygu. Çeldiricileri görmek ama kendinden niyetinden değerlerinden vazgeçmemek...
Gece gevezeligimiz burada sona eriyor. Biraz ortaklık varsa derdimizde aldırırız birbirimizin sözüne. Şairin dediği kulağa küpe "umudu dürt umutsuzluğu yatistir" Iyi geceler her nerede kaygılanıyor ve homurdaniyorsan...

14 Nisan 2018 Cumartesi

Sanatçı kimdir?  

 İç görü sahibi, vicdanlı, ezilenin sömürülenin yanında, ne olursa olsun bağımsız düşünceler ve beğeniler geliştirebilen ve her şeye rağmen ifade edebilen kişi midir? Elbette değildir. Genellikle çağının ürünüdür, çağını yansıtır sanatçı. Hemen her dönem sanatçı denilen insanların önemli bir bölümü iktidarın arkasına dizilmiştir. Çok azı "her şeye rağmen" diyebildi, diyebilir. Dünden bugüne yani tarihe kalan sanatçıların önemli bir bölümünün kıymeti yaşadığı dönemde bilinmez zaten.
Günümüzde yaşayan özgün üretimleri olan kaç sanatçıyı takip ediyoruz acaba? Kaçımız seçerek müzik dinliyoruz, iyi film izliyoruz, roman okuyoruz. Kaçımız bu konularda sohbet ediyoruz. Kendimize ait beğenilerimiz, beğenileri bizimkilere benzeyen ya da benzemese de konuşmaktan paylaşmaktan keyif aldığımız dostlarımız var mı? Ülke bu açıdan da zor günlerden geçiyor gerçekten. Günümüz sanatı, sanatçısı dediğimiz kimi galeri sahiplerinin, kimi yayın evi sahiplerinin dayı kızı, emmi oğlu kişilerden ibaret sonuçta. Anlaşılmayacağınız, duyulmayacağınız bir yerde yine de ve her şeye rağmen bulmak birilerini, bilmek değerini ne iyi olur/olurdu/oluyor.
Lütfen bana "gerçek sanatçılar..." ya da "sanatçılar bunu nasıl yaparlar" cümleleriyle gelmeyin. Sanat yüceltme içerir, sanatı yüceltmek de iyidir ama sanat var sanat var sonuçta...
Bu ülkenin gündemi sıklıkla aynı şarkıyı söyletiyor "gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar dımdımdımdım..."