22 Mart 2017 Çarşamba

SATICINIZDAN ISRARLA İSTEYİNİZ KONULU BİR ANI  :  

Romanın kitabevlerinde olup olmadığını öğrenmek için dün yayınevini aradım. "Çoktaaan gitti. Ankara'da Dost'a İmge'ye bir sor gidip tanış, Ankaralı yazarların kitaplarını bitince hemen istemeye özen gösteriyorlar" dedi Yalçın. Sağolsun. Neyse öğleden sonra bir saat boşluğum vardı. Önce İmge'ye gittim. Baktım baktım tabii yeni çıkanlar bölümünde yok. Orada böyle reklamı yapılan kitaplar, büyük sermayeli yayınevleri falan var. Olsun kitaptır. Neyse çok çekinerek danışmadaki adama yaklaştım. Öylece masa üstündeki kitaplara falan baktım. Sonra sesim acayip tizleşerek adeta ürkek bir çocuk gibi sordum "Jaguarın Gözleri var mı?" Sistem yavaş tabii tüm ülkede böyle bir hal var malum. Tüm kurumların, şirketlerin sistemi yavaşlıyor bizim bir işimiz olunca neyse. Bekledik bir süre sonra "Yok, yarın gelecek" dedi. Bütün cesaretimi topladım. Ama ses yine tiz yine çocuk gibi çekilmiş içine "O kitabı ben yazdım da..." dedim. Sanki kitabevi personeline değil de o ses türkiye jurisine ya da yeterlilik jurisine falan sesleniyorum. Adam bi ciddileşti, bi tuhaf hal aldı. O da kendini juri zannetti. Suratıma bakmıyor. "Yok işte, yarın gelir" dedi... "Hayırlı olsun derler de ya imza isterlerse" diye düşünürken başıma gelen bi hayli beklenmedik olmuştu. Kös kös çıktım dışarı... Nereden yazdım bu kitabı. Hay yazmaz olaydım diyecektim neredeyse. Bir yandan olay komik gülüyorum kendime...
Neyse yılmadım. Dost'a da gittim. Seziyordum orada farklı olacaktı her şey. Oradaki danışmada başka bir taktik izledim. Öz güvenle ve kendi sesimle sordum "Arthur Miller, Satıcının Ölümü var mı?" Adam bilgisayara baktı, sonra yüzüme baktı gülümseyerek insani bir diyalogla "Malesef kalmamış" dedi. Cesaretim yerine gelmişti. O hızla İkinci hamlemi de yaptım. "Peki Jaguarın Gözleri var mı?" Kahretsin sesin yarısı yine çıkmamıştı. İlk deneyim de kötü tabii... "Var dedi adam, bir nolu danışma size yardım etsin". Adam hala normaldi ve ben bir adım daha attım. "O kitabı ben yazdım da..." Ses gitti :) Adamın da eski halinden eser yok şimdi. Gülen yüzü asıldı, bedeni kasıldı. Yüzüme bile bakmayarak "Bir nolu danışmadan göstersinler kitapları" Ben devam "yani arkadaşlar buradan alır da nerede olduğunu görmek istedim" Adam bana bakmıyor. "Danışmaya sorup bulurlar var elimizde 2 kitap"
Diğer danışmaya gitmedim tabii, aldım ağzımın payını kös kös çıktım kitabevinden. Biri şımarmak mı dedi. Bütün akşam güldüm halime. Bir ay kadar kitapçılara gidemeyecek kadar travmatize olduğumdan siz kitabı sorup kalmadıysa talep ederseniz sevinirim. Romanın dağıtımı yapılmış anlayacağınız. Haa kitabı rafta gördün mü derseniz. Görmedim doğrusu :)
Akşam Tulinaycığımın harika mesajı (kitabı okumuş düşüncelerini yazmış) gelene dek kitap yazdığım için hissettiğim suç işlemişlik duygusu üzerimden silinmedi :)
Saygılar canlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder