24 Eylül 2017 Pazar

Eşikte  

Eşiğe oturmak iyi bilinmez Anadolu'da. Sınırların tehlikeli olduğunu bildiğinden herhalde insanlar eşiğe oturmayı da yasak etmişler. Eşikler, araflar... Eşikler gidişlerin eşikler gelişlerin yeridir. Ölüler dunyasi ile diriler dunyasi arasindaki esikler... Ya içeri ya dışarı... Çok severdim gençken kapı esiklerine oturmayı. Eşik düşününce geldi bu şiir... Bir de aslında dünya haline özellikle haritada yaşamak için payımıza düşene hüzünle...
Ve şiirin öyküsü Ortadoğudaki savaşa ilişkin son dönemde çıkan yazıları, soylenen sozleri anımsattı. O süt tozu ve sutyen kadar kendi derdinde, anlayissiz, fütursuz, karşısındakinin halini bilmeyen...
"Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani,
Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı;
Varto depremini düşün, yardım olarak Batı'dan
Gönderilmiş bir kutu süttozunu ve sütyeni.
Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,
Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni,
Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;
Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi?..
Eşiklere oturmuş bir dolu insan
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder