1 Kasım 2017 Çarşamba

Şimdi sizlerle bir masal paylaşacağım. Olay şöyle gelişti. Geçen İdil'in tamirci hayallerini paylaşmıştım ya Hatice canım hasta yatağından mesaj yazdı "meğer İdil ormanda yaşayan yeşil gözlüklü tamirci bir sincapmış" diye... Ben de "aa hadi bunu masal yapalım" dedim. Sonra İdil, o ve ben konuşmaya ve masalı yazmaya başladık. Aşağıdaki masal böyle oluştu. Kurgu tamamen İdil'in... İsimler de öyle... Buyrunuz.  
KORKUTUCU DEV ORMANI
İDİL BANU İDRİS PUFİ MİNTİ TİPİTİP VE HATİCE (burayı yani yazanların isimlerini İdil bizzat yazdı klavyede)
İdil yeşil gözlüklü minik bir sincaptı. Ormanın tamircisiydi. Kimin ihtiyacı olsa yardımına koşardı. Kuşların yuvalarını yapmalarına yardım eder, kirpilerin okları yaralandığında onarır, kertenkelelere saklanacak küçük taşlar toplayacak taş mıktatısları yapadı. Her günü yeni icatlarla, tamir işleriyle geçiyordu. Ormanda ne çok iş olabileceğini tahmin dahi edemezsiniz.
İdil arkadaşı Pufi ile birlikte Neşe Palamudu ağacında yaşıyordu. Pufi’nin odası ağacın en alt katında yere düşen yaprakların yakınında, İdil’inki ise ağacın üst katlarındaki dallar arasındaydı. Komşuları Papağan Tipitip, Koşuşturan adlı çınar ağacında, diğer komşu Muhabbet Kuşu Minti ise kocaman bir salkım söğüt olan Saçaklı adlı ağaçta yaşıyordu. Neşe Palamudu, Koşuşturan ve Saçaklı da çocukluklarından beri arkadaştı, aynı gün dikilmişlerdi.
O ormanda ağaçları ezen, onlara zarar veren bir dev yaşıyordu. Bizimkiler devi yenmek istiyorlardı. Ama devin karşısında küçücüklerdi. Neşe Palamudunu, Koşuşturan’ı ve Saçaklı’yı onlarla beraber tüm ağaçları nasıl koruyabiliriz diye düşünmek ve konuşmak için bir toplantı düzenlediler. Ormandaki küçük hayvanları çağırdılar. Özgür kedi Mırmır ve Baykuş Bubo geldiler. Büyük hayvanlardan Bozayı Popi de destek olmak istediğini söyleyerek katıldı.
Heyecanla konuştular, konuştular, konuşmaktan yorulunca bir sessizlik oldu. O sırada iyice düşünen İdil;
-Buldum, dedi.
-Devden büyük bir robot yapalım.
-Peki ama nasıl? Dedi diğer hayvanlar.
Planını anlattı İdil. Hayvanlar onun istediklerini topladı ormandan. Robotun kanatları için çok büyük yapraklar aldılar, o yaprakları birbirine reçine ile yapıştırdılar. Bambulardan gövde yaptılar seri hareket etsin diye... Sincap İdil yaptıkları robotun içine girdi. Balkabağından kafanın içindeki koltuğuna yerleşti. Robotun gözleri cevizden, kulakları dev orman mantarlarından, dudakları böğürtlenlerdendi. Sincap İdil robotun içine dallardan bir mekanizma yapmıştı ve böylece robotu hareket ettiriyordu. Elleriyle ayaklarıyla her bir uzvu ayrı ayrı hareket ettirirken bazen kuyruğunu ağzından çıkarıp korkutucu bir dile dönüştürüyordu.
Robot gidip devi buldu. Robotu gören dev korkudan ağlamaya başladı. Bu tam da İdil’in düşündüğü gibiydi. Minti ve Tipitip ellerindeki şişeyi götürüp devin gözyaşlarını topladılar. O gözyaşları aynı zamanda bir iksirdi. Devin başından aşağı döktüler, dev artık iyi biri olmuştu. Ayı ona büyük bir bedene sahip olduğu halde ağaçlara zarar vermeden nasıl yaşayabileceğini öğretti, diğer hayvanlarsa arkadaşlığı...
Şimdi orman artık neşeliydi, korkulardan uzak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder