5 Temmuz 2018 Perşembe

Seçim 

Kızımın benim için yaptığı bileziklerimi taktım. Uğur getirir diye düşündüm. En büyük uğurum kendisi zaten. O da yanımdaydı. "Ben de oy kağıdı istiyorum" dedi kızım. "18 yaşına kadar vermezler" dedim. "Bu bence büyük haksızlık" diye de ekledim. Tanıdığım bir çok çocuk tanıdığım bir çok yetişkinden daha sağlıklı düşünüyor çünkü. 
Sabahtan bu yana çok enteresan oy baskısı haberleri alıyorum ki bizim karşı binanın içinden oy ve pusulalar bulundu. Maliye ve polis ekipleri gelip aldılar. Neler neler görüp duyuyoruz şimdiden.
Şimdi akşam nasıl olacak? Oy vermek ve seçim sonucu işi bile bunca heyecanlı bir işe dönüştü ya... Memleket değil lunapark korku tüneli mübarek.
İşte diyorum bu boncuklar gibi rengarenk ve yanyana... Doğal farklılıklarlımızla yapay hiyerarşilere karşı her zaman her durumda kim olursa olsun başkanlığa karşı (biliyorum bir başkan adayı için oy kullandım ama neyseki kaba materyalist değilim az buçuk diyalektik düşünebiliyorum) bir arada duracağımız günleri özlemle bekliyorum. Özlemle çünkü sanki bir zamanlar öyle bir hayat sürmüştüm. Sanki ben çocukken sanki insanlık çocukken...
Zihnimden gönlümden ufkumdan bir an olsun uzaklaştırmıyorum başka bir dünya özlemini... Çünkü oy verirken de unutmuyorum kahvaltı ederken de oyunu satana ters ters bakarken de "Ne o, ne o, ne o/Deniz olunmalı" Ve o iş gündelik hayattaki dönüşümün işi... O iş başka iş... Ama işte biraz nefes istiyorum, diliyorum.
Akşamı bekliyorum. 24.06.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder