7 Nisan 2016 Perşembe


AŞKTAN KORKMA  

LGBTİ'i si olsun heteroseksüeli olsun aşktan korkma... Napcak sana aşık? Bi kıyı köşe bulup birbirinin gözüne bakıcak, dokunacak, temas edecek. Üstelik dünyayı daha güzel, herkesi daha iyi görecek. Biraz sarsak olacak. İyidir bir düzey aylaklık.
Ama taciz, tecavüz nedir? Nefreti yayar, üzüntüyü, yası, tutsaklığı... Hele çocuğa olanı, hele ergene... Hele ihanetli olanı yakınından geleni... Yıkar geçer herşeyi... Her güzelliği, iyiliği, emeği yıkar geçer. İşte bunları yıkanı, yıkıp geçmeli diyor gönlüm. Yıkıp geçmeli. O vakıf kapanmalı, kapısına kilit vurulmalı. En azından bu olmalı... 
Siz dün CHP'ye yürüyenler ne arsız, ne utanmaz insanlarsınız. Çocuklara yapılanlara sesiniz çıkmadı da neyi koruyorsunuz siz? Gerçekten dışsal olmayan hiçbir kural yok sizin için... Yiyin için, ele geçirin, sizin olsun, sizin olsun herşeyler... Ve suç çetenizden olana da sahip çıkın. Sanki bilmiyoruz aranızdaki sevgi değil, bağlılık değil. Olan bağınız suçunuz sizin...
Ve şu Altan Tan, neyi temsil ediyor sizce? Nereden bağlı bu Ensar Vakfı'na... Zihninden sanki... Çocuğu, kadını erkek karşısında değersiz gören zihninden. Paraya atfettiği kutsal anlamlardan... İşte oradan bağlı. Ah HDP atmadın şu adamı atmadın kaçıncı bu yaptığı?
Ve işte dinlerdeki sapkın Lut kavimleri aşık insanları temsil etmiyor oradaki sapkınlık. Tam da dürtülerine engel tanımayan, insan, hayvan, bitki başka canlıları kendisi dışındakinin varlığını kabul etmeyen, şehvetinin peşinde koşup rıza aramayan, gücüyle ele geçiren, ele geçiren, toplumsal mutabakatları delmek konusunda güçlüye izin veren insanların egemen olduğu toplulukları temsil ediyor. Ve bu denli kontrolsüzlüğün getireceği büyük yıkım anlatılıyor. Bir de böyle okusanız keşke, okuyabilseniz keşke. Ama o tren çoktan kaçmış anlaşılan.
Ve Ensar'a çok kızgın olan bizler, çocuklarla ilgilenelim. Nesin Vakfı dışında kaç örnek var çocuklarla ilişki kuran ve solda kuruyoruz, yapıyoruz diyebileceğimiz. Artıralım sayılarını. Bir yolunu bulalım temas edelim çocuklara, gençlere... Herkes elinden ne geliyorsa düşünsün. Kızmak yetmiyor, hiçbirşeyi değiştirmiyor. Öyle azınlık olmanın hazzı, cahil halka tiksintiyle bakma halleri, beğenmemeler, terk etmeler, küçük burjuva hüzünler veeee işte sonuç... Haydi pamuk eller taşın altına... Psikolog olan gönüllü çocuklarla görüşsün, annelerini güçlendirecek işler yapsın, öğretmen sınıfı dışındaki bir yerlerdeki çocuklara dokunsun, kimyacı gitsin bir o okulda bilimi sevdirecek bir küçük sunum yapsın. Herkes yapacak birşey bulabilir herkes... Çocuklara o iğrenç eller dokunsun istemiyorsanız bilelim ki istememek yetmiyor. Tabii bireysel de olmuyor örgütlü yapmamız lazım. Sendikalarımızı, derneklerimizi, odalarımızı, vakıflarımızı zorlayalım. Olmazsa yenilerini, yenilerini kuralım. Ama bilelim ki çocuklarla onlara zarar vermeden ilişki kurmak konusunda bizim de öğrenmemiz gereken çok şey var. Ama olsun bir yerden başlamak lazım. Bilmediğini bilmek ve yeniyi biriktirmek istemek de iyi ve yeterli bir başlangıç noktası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder