22 Nisan 2019 Pazartesi

Çiğlik Çığ Gibi Büyüyüyorken  

Gotha Erfurt programının eleştirisinde Marx "emek kutsaldir" cümlesini eleştirir mealen der ki "her emek kutsal değildir, eğer öyle derseniz celladın emeği ne olacak?" 
Düstur edindim kendime daha doğrusu bilgisine içsel olarak sahip olduğum bir durumun ifadesi gibiydi. Ömrüm emeğini kutsayan insanlara bazen de "sil bastan" başlamak gerektiğini anlatmakla geçti (Hiç bir şey silinmez ayrı-hoş bizim kuşak anılarını travmatik belleklere emanet etti ya da belki hangi kuşak etmedi ki) Politika yaparken ya da psikologluk yaparken dostluk ederken anneyken yazarken verdiğim emeği kutsamadım eleştiriden muafiyet talebi olarak öne çıkarmadım ama birilerinin önüme önümüze çıkarması hiç eksik olmadı.
Çok değerli zamanindan emeğinden bilgisinden halka dosta meslektaşa yoldaşa veren insanların çoğu birine verdiğini çoğumuzun burnumdan getirdi. Gördüm ki bu hemen her oluş için geçerli olabiliyor. Politika ile uğraşan birileri emeğinin üretkenliğini hesaba katmadan onun bildiği gibi politika yapmayan birilerini eleştiriyor niye iki akşam toplantıya gitti diye senin yapıp ettiklerin yok oluveriyor onların yaptığı siyaset seninki en iyi ihtimalle aydın olma hali...
Birileri psikoterapi yapıyor misal kendisi hangi yoldan geçiyorsa herkes oradan geçmeli niye çünkü o çok para ve zaman harcadı, çünkü o o yoldan gitti sen de gitmelisin.
Mesleğin ne olduğu iddia ile durumun felsefi çelişkisi önemli değil bir totolojiler agirlanmasi bir yankilanma hali...
Çiğlik çığ gibi büyüyüyorken başta kendi yaptıklarım olmak üzere hiç bir hali durumu ve mesleği kutsamam kutsayamam. Bedeli biraz hüzün biraz yalnızlık olsa da hoş gelir sefa gelir bu durumda...
17032019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder