22 Nisan 2019 Pazartesi

Ilkokuldayken ne çok Ömer Seyfettin okurduk. Evde de Dostoyevski'nin Tolstoy'un birkaç kitabı vardı. Çocuk kitabı olarak da nerede bugünlerdeki bolluk. Bir yandan da bizim evde birçok eve göre epey kitap var... Daha o yıllarda Uğur Mumcu'nun Çıkmaz Sokak bir de Sakıncalı Piyade kitaplarına kaç kez başladım bir ders kitabı gibi okumaya çalıştım. Dostoyveski'nin Delikanlı romanında altını çizdiğim yerleri görünce "zavallı cocuk" diyorum kendime. Ulasabildigimiz kitaplarin bir bölümü yasimiza uygun degildi ama okumak bir tutkuydu hiç geçmedi. Kemalettin Tugcu'lar konusuna hiç girmeyim ya da şöyle hala sakladığım bir kitabı var Bekcibaba. Okuma yarışması ödülü olarak vermiş ogretmenimiz. Seyfettin'in öyküleri çok akılda kalıcı oldu benim için Tugcu'nun kitaplarındaki olayları unuttum ama işte hep kahır keder... O duygularda işlemiyordu galiba bize... Neyse ki diyeyim neseliydik.
Nereden nereye geldim. Bu kelebeği bugün gördüm. Fotoğrafını çektim aynı tür kelebeklerden dün de görmüştüm. Her bahar aynı hikaye geliyor aklıma. Bir Ömer Seyfettin öyküsü. Adını tam bilmiyorum belki Kelebekler'dir... Sanki bir büyü bozulacakmış gibiydi tekrar okusam, okumadım ilkokuldan beri... Hikayenin anısı ve duygusu şöyle kaldı. Bir grup kadın bahçede el işi yaparken kelebekler uçmaya başlıyor. Bu yıl görecekleri ilk kelebeğin renginin o yılın nasıl geçeceğini söyleyecegine nanıyorlar. Sarı kelebek hastalıktı galiba ölüm de vardi sanki ama onun rengini unuttum. Bu inanış üzerinden kadınların hayat öyküleri anlatılıyordu bir yandan da ülkenin içinde bulunduğu zor durum. Nasıl inanmıştım onlarla birlikte kelebeklere... Yine yaşıma uygun olmayacak yetişkin yükleriyle dolu bir öyküydü ağırdı ama sevmiştim. Her bahar gördüğüm ilk kelebekte kaderini ellerine almakta zorlanıp fallardan medet uman kadınlık halleri ve Seyfettin öykülerinden yansıyan bir ürperme geliyor sonra kanatlanan kelebekle uçup giden hüzün yerini baharın canlılığına bırakıyor sarı kelebekler bile hayati simgeliyor.
Kelebekler kısa omurlerine rağmen sürekli akan değişen hayati bize anlatıyor çocukluğumuz kasvetli öykülerin yükünü sirtlanmakla geçmiş olsa bile...
15042019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder