20 Mayıs 2017 Cumartesi

AH NE YAZIK Kİ UYANDIM  

Gece yatar yatmaz uyumuşum. Rüyamda Kızılay'da sokaktayım. Tam Hatay sokağının girişinde telefonum çalıyor. Bir bakıyorum telefonum eski takoz cep telefonlarından birine dönüşmüş. Açıyorum çok parazitli bir ses. Cıızt cızzt sesleri arasından uzaktan gelen bir erkek sesi... "Banu, Banu beni duyuyor musun?". Sesi telaşlı. "Evet kimsiniz?" diyorum. "Ben Akın Rençber" diyor. "Akın, bu imkansız" diyorum. "Sonra şaşırırsın. Bu bağlantıyı kurmak için çok uğraştım. Ölümden sonra gidilen yerdeyim" diyor. "Nasıl olur? Orası neresi?" diyorum. "Hımmm anlatması çok zor. Herkesin ki kendine göre... Ayrı ayrı ama herkesin dünyasında istediği insanların sureti de var. İstediği demeyelim de seçtiği... Ama insan hep iyiyi seçmiyor. Neyse boşver. Buralar iyi desem iyi değil kötü desem kötü değil. Ama bence her koşulda yok olmaktan iyidir. Bak sana bile ulaştım." Ben çok şaşkındım ama inanıyordum o olduğuna. Tüm gerçekliğim allak bullak olmuştu. "Çok mutlu oldum sesini duyduğuma. Ne yapmamı istersin senin için" dedim. "Dur dedi 900 yılda ancak bulduğum gerçeği anlatıcam sana... Zaman geçmek bilmedi. Dinle beni..."
O anda bir dış sesle uyandım. Ah ne yazık ki uyandım.
Akın 96 1 Mayıs'ında Kadıköy'de alandan gözaltına alınan gördüğü işkenceler sonucu 20 Mayıs günü kaybettiğimiz bir genç devrimci. İdris'in arkadaşı ve yoldaşı. Ben onunla hiç tanışmadım. Ama sonsuza dek yoldaşım olacak. Rüyamda da gördüğüm gibi.
Ayrıca bugün ölüm yıldönümü ve ben dün bir sürü telaş için de bunu hiç anımsamamıştım ama işte aslında unutmazsın. Senin için gerçekten önemli olanları unutmazsın. Akın onlardan biri...
Her zaman bizimlesin... Günde unutsan gecen de çıkar karşına...
Umarım onu öldürenlerin kabuslarından da eksik olmaz sesi, gözleri...
Bence "bir çocuk gördüm uzaklarda" şarkısı da Akın'la ilgiliydi. Sabah onu mırıldanıyordum "dünyanın haline bakıp güldü geçti..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder