27 Mayıs 2017 Cumartesi

Hem istifci hem israfçı nasıl mı olunur?  

Kaybettim sandıkların belki kurtulduklarındır demiş Bukowski bir de buradan bakalım.
Ülkemiz insanin mühim bir bölümü kaybetmekle ilgili yoğun endişeler taşıyor. Neyi kaybetmek mi? Herhangi birşey olabilir.
Aslında tabii kapitalizmde kaybeden olmak çok büyük kabustur demek daha doğru... Ama bir zamanlar çok modaydı hani Sevr korkusu (bazıları fobi diyordu) falan... Çakıl taşı bile yitirmemek söylemi misal... Neyse kaygılıyız velhasıl her dönem ve durumda...
Belli ki sorunlu tuvalet eğitimi geçmişlerimiz de var (ne alakası var sorusu için bakınız Freud ve çocukları)
Hem istifci hem israfçı nasıl mı olunur? Hayretle izleyin... Bir yandan kaybetmek için ne gerekiyorsa yapan diğer yandan yitirirse yaşayamayacağını daha da kötüsü yaşatmayacağını söyleyen adamlarla sarılı sanki dört yanımız. Bir gün cebindeki tüm parayı verecek kadar cömert, ertesi gün 3 kuruş için kepazelik edecek denli pinti...
Bir statüko bir alamet... Yıkacağını iddia eden daha da eskisini, kapitalizmin de gerisini "müjdeliyor".
Neyse konumuz vazgeçebilmek, kendisinden vazgeçilmesiyle baş edebilmek... Ne kolay söylenen ve kültürel olarak ne zor yaşanan durumlar...
Boşanmak zor,
Ayrılmak zor (herhangi bir kişi, yer, aile ya da örgütten)
Çocuğun kendi evine çıkması zor
Zor mesela arkadaşınla azıcık uzaklaşmak ama yine de arkadaş kalmak...
Olgunlaşan düşmüyor daldan da ya dal komple kesiliyor ya ağaç yakılıyor sanki...
İşte bunun bir uzantısı ayrı düşmeye ve düşünmeye tahammülsüzlük... Her farklı düşünme halinin ayrılıkla sonuçlanacağı bunun da ölüme eşdeğer olduğu yanlış bilgisi, yanlış eşlemeleri...
Kayıp ve kazanç... İçi sahip olmakla doldurulabilecek kavramlar olmaktan çıksa mesela. Hiçbirşeyin sahibi falan değiliz şu üç günlük dünyada... Ben de olan, benden giden, bende değişen, benle değişen, ölüp de giden, çürüyen, çiçek açan... Velhasıl doğalında olsa doğadaki gibi olsa... Yeter aslında...
NOT: Geçen yıl bugünden... Meğer geçen yıl bugün de aynı olmadan yakın olmanın zorluklarını düşünüyormuşum. Buralarda yaşadıkça milyon yıl düşünürüm. İnsan buradan bakınca neyse ki milyon yıl yaşamıyoruz bile diyor hem 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder